31 Mayıs 2012 Perşembe

Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı- www.tinaturk.org

Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı- www.tinaturk.org


TÜRKİYE SUALTI ARKEOLOJİSİ VAKFI’NIN KURULUŞU

1999 senesinde bir grup denizsever iş adamı tarafından kuruldu.
46 üyesi olan Vakıf, 9 kişilik Yönetim Kurulu tarafından yönetilimektedir.



AMAÇLARIMIZ :

Türkiye ve denizlerimizdeki arkeolojik zenginlikleri dünya kamuoyu ve bilimsel kurumlara anlatmak. Bu meyanda yurt içi ve dışı yayınlar, konferanslar, paneller, seminerler, açık oturumlar, sempozyumlar, kurslar, fuarlar, şenlikler, sergiler, festivaller, toplu inceleme gezileri gibi sanatsal etkinlikler ve toplantılar düzenlemek.

T.C. Kültür Bakanlığı izni ve denetimi altında yapılacak olan araştırma, kazı, konservasyon ve sergileme faaliyetlerinde bulunan yurt içi ve yurt dışı bilimsel kuruluşlara, müzelere, üniversitelere destek sağlamak ve sağlanmasına yardımcı olmak.

T.C. Kültür Bakanlığı izni ve denetimi altında karasularımızda bilimsel metodlar ile günümüz teknolojik imkanları nispetinde sualtı araştırmaları ve kazıları yapmak.

Sualtı arkeolojik eserlerimizi tespit etmek, mevkilerini gerekli mercilere bildirerek korunmaya alınmalarını sağlamak.

Hali hazırda bu konuda faaliyet gösteren müze ve kuruluşlar ile işbirliği yapmak ve bunlara destek sağlamak.

Bu tip müzelerin ve kültürel faaliyetlerin çoğalmasını sağlamak, yeni girişimlere fırsat verecek önlemleri almak.

Bu meyanda denizlerimizde görülen ve hızla yayılmakta olan sualtı kirliliğini önleyici tedbirler almak, alınmasını sağlamak ve bu konuda diğer kuruluşlar ile işbirliği sağlamak.

Vakıf amaç ve çalışma konularındaki eğitim ve öğretim kurumlarını geliştirmek ve bu amaçla öğrenciler yetiştirmek için burslar vermek.



Yönetim Kurulu Asil Üyeleri

Başkan
Oğuz Aydemir
Başkan Yardımcısı
Kenan Yılmaz,

Kurucu Onur Üye T.C.
Kültür Bakanı


Ayhan Sicimoğlu,

Mustafa V. Koç

Dr. Sezgin Gökmen

Jeff Hakko

Yasemin Pirinçcioğlu

Enes Edis




TINA TÜRKİYE SUALTI ARKEOLOJİSİ VAKFI KURUCU ÜYE LİSTESİ



Ayhan Sicimoğlu, Mustafa V. Koç, Oğuz Aydemir, Engin Bayraktaroğlu, Jonathan Beard, Yasemin Pirinçcioğlu, Kaya Ersu, Erıca Beard, Cem Boyner, Ümit Boyner,

Cem Duna, Caroline Nicole Koç, Ömer Koç, Nurettin Hasman, Kenan Yılmaz

Sabit Akça, Halil Aktay, Serdar Angın, Mehmet Ali Babaoğlu, Mahmut Berkman

Osman Çarmıklı, Sezgin Gökmen, Esat Edin, Rıfat Edin, Aslı Ersu, Mehmet Garan

Galip Gürel, Seyit Karagözoğlu, Hilmi Kayhan, Tahsin Saltık, Cem Kozlu, Emre Kurttepeli, Vuslat Sabancı, Ceri Susar, Emre Temelli, Bülent Verdi, Mine Verdi

Sedat Akdemir, Murat Ağırnaslı, Chrıstına Giraud, Salim Koyuncuoğlu, Erol Makzume, Ali Yavuz Koraltan



DESTEKLENEN KAZI ve ARAŞTIRMALAR

Patara limanı raporu

Anküsam Sualtı arkeolojisi sertifika programı

Türkiye Batık Envanteri Projesi


İletişim

Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı

Koç Üniversitesi, Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi,

İstiklal Caddesi No:181 34430 Beyoğlu / İstanbul

Telefon :0 212 393 6130
Fax :0 212 393 6140



kaynak:www.tinaturk.org

9 Mayıs 2012 Çarşamba

Osman Hamdi Bey, Evi Müzesi, Eskihisar Gebze

Osman Hamdi Bey, Evi Müzesi, Eskihisar Gebze

Osman Hamdi, (d. 30 Aralık 1842, İstanbul - ö. 24 Şubat 1910 İstanbul) Türk arkeolog, müzeci, ressam ve Kadıköy'ün ilk belediye başkanı.[1] [2]

Osmanlı sadrazamlarından İbrahim Ethem Paşa’nın oğlu, müzeci Halil Ethem Bey ve nümizmat İsmail Galip Bey’in ağabeyidir.

İlk Türk arkeoloğu kabul edilir. En önemli arkeolojik kazısı 1887-1888’de gerçekleştirildiği Sayda Kral Mezarlığı (Lübnan) kazılardır. Bu kazılar sırasında dünyaca ünlü İskender Lahidi’ni bulmuştur.
Çağdaş Türk müzeciliğinin kurucusudur.İstanbul Arkeoloji Müzesi'ni kurmuş, 29 yıl müdürlüğünü yapmış ve müzeyi dünyanın sayılı müzeleri arasına sokmuştur.

Günümüzde varlığını Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olarak sürdüren Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi'nin kurucusudur. İlk Türk ressamlarından birisidir ve Türk resminde figürlü kompozisyon kullanan ilk ressam olarak tarihe geçmiştir.[3]

Yaşamı
31 Aralık 1842’de İstanbul’da dünyaya geldi. Ülkenin ilk maden mühendislerinden olan babası İbrahim Ethem Bey, 1877’de sadrazamlığa kadar yükselen bir devlet adamıydı. Ailenin ikisi kız altı çocuğundan en büyüğü Osman Hamdi’dir.[4] Erkek kardeşlerinden Mustafa Bey İstanbul gümrük müdürü, İsmail Galip Bey Türkiye’de nümizmatik biliminin kurucularından biri, Halil Ethem Bey ise müzeci olmuştur.

Osman Hamdi, ilkokul öğreniminin ardından, 1856 yılında Maarif-i Adliye okuluna başladı. Oğullarının yurtdışında öğrenim görmesini isteyen babası onu birkaç yıl sonra hukuk öğrenimi için Paris'e gönderdi. Paris’te kaldığı 12 yıl boyunca hukuk öğrenimini sürdürürken o dönemin ünlü ressamlarından olan Jean-Léon Gérôme ve Boulanger'in atölyelerinde çıraklık yaparak iyi bir resim eğitimi aldı. Onun Paris’te bulunduğu dönemde Osmanlı Devleti resim öğrenimi için Şeker Ahmet Paşa ve Süleyman Seyyid’i Paris’e göndermişti. Bu üç kişi, Türk resim sanatının ilk kuşağını oluşturdu.[5] Osman Hamdi Bey, 1867 Paris Dünya Sergisi’ne bugün nerede oldukları bilinmeyen “Çingenelerin Molası”, “Pusuda Zeybek “ve “Zeybeğin Ölümü” adlı üç yapıtını gönderdi.[3] Paris’te tanışıp evlendiği Marie adlı eşi ile 10 yıl evli kaldı, Fatma ve Hayriye adlı iki kızları oldu.

Yurda döndükten sonra devletin farklı kademelerinde görev aldı. İlk görevi Bağdat İli Yabancı İşler Müdürlüğü idi. Mithat Paşa’nın Bağdat’a vali olması nedeniyle geldiği bu şehrin çeşitli görünümlerini yansıtan tablolar yaptı, Bağdat tarihi ve arkeolojisi ile ilgilendi.[6] O sırada vali Mithat Paşa’nın yardımcısı olan, geleceğin ünlü romancısı Ahmet Mithat Efendi ile tanışıp dost oldu.
İstanbul’a döndüğünde Saray Protokol Müdür Yardımcısı olan Osman Hamdi, bu sırada Viyana’da düzenlenen Uluslararası Sergi’ye komiser olarak katıldı. Viyana’da iken tanıştığı adı Marie olan bir başka Fransız hanımla ikinci evliliğini yaptı. Naile Hanım adını alan ikinci eşinden Melek, Leyla, Ethem, Nazlı adlı çocukları dünyaya geldi.

1875 yılında Kadıköy'ün ilk şehremini (belediye başkanı) olarak görevlendirildi ve bu görevi bir yıl sürdürdü[7].

Osmanlı-Rus Harbi’nden sonra devlet memurluğundan ayrılan Osman Hamdi Bey, 1881'de Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) müdürü Anton Dethier’in ölümü üzerine padişahın şahsi emri ile müze müdürlüğüne atandı.

1 Ocak 1882’de padişah II. Abdülhamit, tarafından bir başka göreve daha atandı. Türkiye’nin ilk güzel sanatlar okulu olan Sanayi-i Nefise Mektebi’nin müdürlüğü ile görevlendirilmişti. Okul binasını Mimar Vallaury ile birlikte tasarladı. Binanın inşası ve akademik kadronun kurulmasının ardından okulu 2 Mart 1883’te öğretime açtı.

Müze-i Hümayun müdürü olarak ilk işi eski eserlerin yurt dışına götürülmesini yasaklayan bir tüzük hazırlamaktı. Yürürlükte bulunan 1874 tarihli “Asar-ı Atika Nizamnamesi"ni 1883 yılında yeniden düzenledi ve yürürlüğe soktu. Bu yeni düzenleme ile Batılı ülkelere Osmanlı topraklarından eski eser kaçırılmasını önledi.

Müze müdürlüğü sırasında ilk Türk bilimsel kazılarını başlatan Osman Hamdi Bey, Nemrut Dağı, Lagina (Muğla, Yatağan) ve Sayda (Lübnan)'da arkeolojik kazılar gerçekleştirdi. Sayda’da yaptığı kazılarda bulduğu antik eserler arasında arkeoloji dünyasının başyapıtlarından sayılan İskender Lahiti de bulunmaktadır. Söz konusu eserler, İstanbul Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir. Osman Hamdi Bey, ona uluslar arası ün getiren bu kazılarla ilgili olarak arkeolog Salomon Reinach ile birlikte “ Une necropole a Sidon (Sayda Kral Mezarlığı)” adlı bir kitap yazmış ve 1892’de Paris’te yayımlatmıştır.[3]

Osman Hamdi Bey, yakın çevresini de çeşitli kazılarda görevlendirmişti. Oğlu Mimar Ethem Bey’in Tralles natik kentinde (Güzelhisar, Aydın) yaptığı kazılarda Roma tanrısı Artemis'e atfedilmiş bir tapınağın frizleri ile daha birçok eser ortaya çıkarıldı ve Müze-i Hümayun’a getirildi. Aydın’da Alabanda ve Sidamara antik kentlerindeki kazılarının başında kardeşi Halil Ethem Bey’i görevlendirdi. Müze Memurlarından Makridi Bey, Rakka, Boğazköy, Alacahöyük, Akalan,Langaza, Rodos, Taşöz ve Notion kazılarını yürüttü.

Osman Hamdi Bey, kazılar neticesinde artan eserleri sergileyebilmek için yeni bir bina arayışına girdi. Eserler, Aya İrini’den sonra Çinili Köşk’e taşınmıştı ancak burası da yetersiz gelmekteydi. Devrin yöneticilerini ikna ederek bugünkü İstanbul Arkeoloji Müzesi binasını inşa ettirdi. Üç aşamada tamamlanan müze binasının ilk kısmı 1899'da, ikinci kısmı 1903'de, üçüncü kısmı 1907 yılında ziyarete açıldı. Müzenin içinde fotoğrafhane, kütüphane, modelhane yaptırdı.
Müze-i Hümayun, arkeoloji ağırlıklı bir müze olmuştu. Koleksiyondaki silahlar ve askeri teçhizatlar Aya İrini’de bırakıldı ve "Esliha-i Askeriye Müzesi" adıyla düzenlendi. Bugünkü Askeri Müze’nin temeli olan bu yeni müze, 1908’de ziyarete açıldı. Osman Hamdi Bey’in İstanbul dışındaki kentlerde kurdurduğu eser depoları ilerde kurulacak bölge müzelerinin temeli oldu. Sanayi Nefise Mektebi öğrencilerinin eserlerini mektebin büyük salonunda toplayarak Güzel Sanatlar Müzesi’nin çekirdeğini oluşturmaya başladı. Tüm bu çabaları, onu çağdaş Türk müzeciliğinin kurucusu yapmıştır.

Osman Hamdi Bey, müzecilik ve arkeoloji çalışmalarını sürdürürken resim yapmayı hiç bırakmadı. Resimlerini genellikle Eskihisar, Gebze’deki evinde geçirdiği yaz aylarında yaptı. Türk resminde ilk kez figürlü kompozisyonu kullanan ressamdı.[3] Resimlerinde okuyan, tartışan, özlemini duyduğu Türk aydın tipini ve dışarıya açılmış kadın imgesini ele aldı. Dekor olarak tarihi yapıları, aksesuar olarak tarihi eşyaları kullandı. "Kaplumbağa Terbiyecisi" (1906), "Silah Taciri" (1908) Osman Hamdi’nin en ilgi çeken ve özgün eserlerindendir. Birçok resmi İstanbul Resim ve Heykel Müzesi, Londra, Liverpool ve Boston müzelerinde sergilenmektedir.

Sanatçı, 24 Şubat 1910 tarihinde Kuruçeşme’de(İstanbul) yalısında hayatını kaybetti. Ayasofya’da kılınan cenaze namazının ardından müzenin bulunduğu Çinili Köşk’e getirilen cenazesi, vasiyeti üzerine Eskihisar’a götürülerek defnedildi. Mezarının başına Bakanlar Kurulu kararıyla iki isimsiz Selçuklu taşı kondu.[8] Sanatçının Eskihisar' daki köşkü 1987’den bu yana müze olarak hizmet verir.

Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Gebze ve civar köyleri özellikle yönetimin üst düzey kişileri için yazları gelinip kalınan gözde sayfiye yerleri arasında yer almaktadır. Osman Hamdi Bey'in babasının da Eskihisar köyünde bir konağı vardır. Osman Hamdi Bey Eskihisar'ı babasının Gebze'deki konağına gittikleri sırada tanımıştır. Gençlik yıllarında burada 28 dönümlük bir arazi satın alır. 1884 yılında deniz kenarındaki bu güzel koyda bir köşk yaptırır. Planını kendisinin çizdiği bu yapı, Fransız Mimarisinden izler taşır. Yapının kiremit, tuğla, ahşap aksamı gibi teknik malzemeleri, Fransa Lyon'dan gemi ile getirilmiştir. Eskihisar'ı çok seven Osman Hamdi, resmi ve ilmi çalışmalarından arta kalan zamanda ilk fırsatta ailesiyle bu eve gelmiş ve evin değişik odalarında bahçede ve resim atölyesinde resim yaparak zamanını geçirmiştir. Osman Hamdi Bey 1884 yılından itibaren ömrünün neredeyse tüm yazlarını Eskihisar köyünde geçirmiştir.

Günümüzde Müze olarak hizmet veren Osman Hamdi bey konağı, Eskihisar beldesinin merkez sayılan kısmının batı tarafında, sahile paralele bir yerdedir. Binanın bulunduğu arsa sahile paralel olup, bahçesi ağaçlık ve kuzeye doğru yükselen bir tepe üzerindedir. Köyün batı tarafında yer alan sahildeki köşk ve eklenti binalarına resim stüdyosunu (resimhane) ve kayık barınağını (kayıkhane) yaptırır. Giriş katının ahşap kapılarının tablalarına 1901-1903 yıllarında yaptığı çok güzel çiçek resimlerinin her biri bugünkü tablolarının değeri düzeyindedir.
Köşk ve eklenti binaları I. Dünya Savaşı sıralarında karargâh komutanının emrine verilmiştir. Atatürk ve İsmet İnönü Kurtuluş Savaşı'nın çeşitli evrelerinde bu köşkte kalmışlardır. Sonraları Osman Hamdi Bey'in köşkü uzun süre kaderine terk edilmiştir. 1945'de çıkan bir yangın ile üst katı yanmış. Ancak, 1966 larda köşk, müştemilat ve korusu Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca tescil ettirilip kamulaştırılmıştır. Bakanlık tarafından köşk ve eklenti binaları iki yıl süren onarım çalışmalarıyla bugünkü haline dönüştürülerek müze haline getirilmiştir. 24.03.2006 tarihine kadar Kocaeli Müzesi Müdürlüğüne bağlı birim olarak hizmet veren Müze, bu tarihten sonra Kültür ve Turizm Bakanlığı ile yapılan protokolle, Kocaeli B. B. Başkanlığına geçmiş ve B. B. Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı, Müzeler Şube Müdürlüğü tarafından yapılan teşhir tanzim çalışmaları ve çevre düzenlemesi ile galeri müze özelliği verilerek yeniden faaliyete girmiştir. Müzenin içindeki dekorasyon (perde, mobilya, örtü) tamamen dönem özelliklerine göre hazırlanmıştır.
Osman Hamdi Bey'in kişisel eşyaları, aile resimleri ve yapmış olduğu resim çalışmalarının birebir ölçekli geniş bir koleksiyonu Müzede yer almaktadır.

Müzenin en ilginç tarafı, üst kattaki odalardan birisinde Osman Hamdi Beyin resim çalışmalarından "Çiçek Düzenleyen Kız"' tablosunun yapıldığı (ressamın modeliyle birlikte çalıştığı) anın üç boyutlu modellerle canlandırıldığı son derece estetik bir düzenlemeye sahip sunumdur. Burada izleyicinin tablonun yapıldığı ana gönderilmesi ve belleğinde hoş duygularla müzeden ayrılması amaçlanmıştır. Osman Hamdi'nin bir yapıtının gerçekle ilişkilendirilmesi, modern müzecilikte eğlendirerek öğretmeye dayalı sergileme anlayışının en üst seviyesini göstermektedir.

Anısına yapılanlar

Yönetmenliğini Umut Hacıfevzioğlu'nun yaptığı senaryosunu Emre Caner'in yazdığı "Kaplumbağa Terbiyecisi" belgeseli

Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından anısına hazırlanan web sitesi

Eserleri

Kahve Ocağı (1879), Haremden (1880), İki Müzisyen Kız (1880), Çarşaflanan Kadınlar (1880), Vazo Yerleştiren Kız (1881), Gebze Manzara (1881), Kız-Tevfika (1882), Türbe ziyaretinde İki Genç Kız I, Türbe ziyaretinde iki Genç Kız II (1890), Naile Hanım Portresi, Mihrap (1901), Feraceli Kadınlar (1904), Pembe Başlıklı Kız (1904), Kaplumbağa Terbiyecisi (1905), Mimozalı Kadın (1906), Şehzade Türbesinde Derviş (1908), Silah Taciri (1908), Beyaz Entarili Kız (1908), Kahvedeki Bozayı (1908), Çıplak (1867), Eşi Naile Hanım (1842-1910)
Osman Hamdi Bey Evi Müzesi
Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın 16.06.2005 tarih ve 83747 sayılı makam olurlarına istinaden 24.03.2006 tarihli Protokol ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’ne devri yapılmıştır. Devirde söz konusu olan; Osman Hamdi Bey Evi Müştemilatı (Resimhane Binası), ön bahçe ve koruluktur.

Burada yürütülen çalışmalarda öncelikli olarak ön bahçe ve çevre düzenlemesi yapılarak Osman Hamdi Bey Evi olarak bilinen yapı Osman Hamdi Bey Evi Müzesi olarak yeniden düzenlenip, teşhir ve tanzimi tamamlanarak 18 Mayıs 2006 tarihinde halkın ziyaretine açılmıştır
Müzenin yeniden düzenlenmesinde “galeri müze” anlayışı içerisinde teşhir tanzimde itina ile onarımları yapılan dönem özelliklerini yansıtan mobilya ve mefruşat ile birlikte, yine dönem özelliklerine uygun olarak el işçiliği imalat kullanılmıştır.

Osman Hamdi Bey’in ülkemizde ve yurt dışındaki müze ve özel koleksiyonlarda yer alan tabloları tuval üzerine özel bir teknikle yaptırılan orijinal boyutlardaki röprodüksiyonları sergilenmektedir. Müze içinde yer alan üç boyutlu canlandırmalarla birlikte son derece estetik, modern müzecilik ilkelerini temel alan, yaşayan müze anlayışının ön planda olduğu bir müze olarak yeniden tasarlanmıştır. Müze ve müştemilatın yer aldığı bahçe 24 saat özel güvenlik ile korunmaktadır.

Osman Hamdi Bey Evi müştemilatı bir sanat müzesi özelliği taşıması nedeniyle, görevi sanat beğenisini ve estetik algıyı yükseltmektir. Randevu sistemi ile yürütülen  “Programlı Okul Gezileri” kapsamında Ocak-Mayıs 2009 ayları arasında toplam 4.920 kişi gezmiştir. Ayrıca, Müze müştemilatının alt bölümü, sanatçının resim atölyesinin anısına Sanat Galerisi olarak düzenlenmiş olup gelen talepler doğrultusunda sergilere yer verilmektedir.

Müze  her gün, 09:00–12:00/13:00–17:00 saatleri arasında gezilebilir. Adresi ise; Eskihisar Beldesi Sahil Yolu, Gebze-Kocaeli dir. Tel: 262 655 6348
Kaynaklar:
http://tr.wikipedia.org/wiki/Osman_Hamdi_Bey
http://www.osmanhamdibey.gov.tr/belge/1-88473/eski2yeni.html
http://www.gorselsanatlar.org/archive.php?topic=20352.0
http://www.kocaeli.bel.tr/Content.aspx?ContentID=23880&CategoryID=2596


8 Mayıs 2012 Salı

SUALTI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ

SUALTI ARAŞTIRMALARI DERNEĞİ



Adres:
Akıncılar Sokak 10/1
Gazi Mustafa Kemal Bulvarı
Maltepe / Ankara


Telefon:
+90 312 230 35 20
Faks:
+90 312 230 35 23
GSM:
+90 533 603 20 00

E-mail:            info@sad.org.tr


TÖREL İLKELERİ

1. Sadece bir dalıcı olarak değil, insan olarak, okyanuslar, denizler ve iç sulardaki sualtı tarihi kültürel ve doğal değerleri tanımak, korumak ve tanıtmayı temel görev olarak bilmek,

2. Sualtı ortamının değerlerine olan inanç ve hizmeti, nitelikleriyle üne kavuşturmaya çalışarak kanıtlamak. Bu konuda toplumun uygar, kültürel sosyal ve ahlaki gelişimine etkin katkılarda bulunmak,

3. Çaba ve çalışmalarla başarıya ulaşmayı istemek, hakkı olan karşılığı aramak, fakat öz saygısını yitirebilecek haksız yarar sağlayan ya da kuşku uyandıran işlerden daima uzak kalmak ve bu yolla elde edilebilecek başarıyı kabul etmemek.

4. Sualtı araştırmaları konusunda üstlendiği işleri ilerletmek, başkalarınınkini bozmak gerekmediğini unutmamak, hizmet verilen kişilere ve topluma karşı vefalı, kendisine karşı dürüst davranmak,

5. Dalıcıları ve sualtı ile uğraşan özel ve tüzel kişiler, kulüp, kurum ve kuruluşları dostluk, anlayış ve karşılıklı işbirliği bağları ile birleştirmek. İyi dalıcı ilkelerinin geliştirilmesini sağlamak, çevredekilere karşı davranışları ya da bulunduğu durumdaki hakları veya ahlaki tutumu kuşku uyandırırsa, kusuru kendisinde aramak ya da kuşkuları gidermek,

6. Arkadaşlığı bir araç değil, bir amaç olarak kabul etmek gerçek dostluğun karşılıklı yarar gözetmediğine, kimseden bir şey beklemediğine fakat hizmetin sunulan ruh içinde kabul edilmesi gerektiğine inanmak,

7. Bir dalıcı, her şeyden önce bir vatandaş olarak, ulusumuza, devletimize ve topluma karşı olan yükümlülükleri unutmamak; sadakati söz, tutum ve davranışlarla göstermek, çabayı ve olanakları onlar için özgürce kullanmak,

8. Eleştirilerde dikkatli olup, önerilerle desteklemek, övgüde cömert davranmak, yıkmak değil, yapmak için çalışmak,

9. Politikada taraf tutan ve dini inanç farkı gözeten hususların dışında kalan ve toplumun yaralarını ilgilendiren ve özellikle dernek amaçlarına ilişkin konularda, dernek üyelerinin serbest tartışmalar yapabilecekleri bir ortam oluşturmak,

10. Dernek amaçları doğrultusunda hizmete yatkın kişilerin, maddi karşılık beklemeden toplumlarına yararlı olmalarını teşvik etmek; yeterliliğe özendirmek ve ticari, sınai, mesleki ve kamu hizmetleri ile girişimlerde bu törel ilkelerin yerleşmesine katkı sağlamak,

11. Yönetim kurulunun verdiği görevleri yapmak ve yönetenlere saygılı olmak, araştırma grupları, alt gruplar ve çalışma birimleri içinde mutlaka görev almak, etkin hizmet yürütmek ve sonuçlandırmak,

12. Dernek çalışmalarına almak için değil daima en iyisini vermek için katılmak,

13. Dernek çalışmaları içinde hiçbir zaman ve hiçbir biçimde din, dil, ırk, mezhep, ulus, köken, siyasi görüş ayırımı yapmamak, bölücülükten, herhangi bir kümeleşmeden ve şiddetten daima uzak durmak.


SAD Üyelik Başvuru İşlemleri



Sad Tüzüğünü ve Törel İlkelerini web sitemizden veya SAD Ankara ofisimizden tedarik edip dikkatlice okuyunuz. Üyelik bilgi formu kişisel bilgiler kısmına SAD TÜZÜĞÜNÜ VE TÖREL İLKELERİNİ okudum,kabul ettim ifadesini yazarak imza altına almayı unutmayınız.
Aşağıda belirtilen belgeleri eksiksiz doldurulmuş olarak, belirtilen diğer belgeler ile birlikte Ankara dernek ofisine posta, e-posta, faks ile gönderiniz veya elden teslim ediniz.
Üyelik Bildirim Formu (başvurunuzda bir "öneren üye" belirtmediyseniz özgeçmişinizi bize sunmanızı rica ederiz),
Nüfus cüzdanının fotokopisi ve 4 fotoğraf
Adres:
Sualtı Araştırmaları Derneği
Akıncılar Sokak 10/1, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, 06570 Maltepe/ANKARA
Tel : +90 312 230 35 20, Faks : +90 312 230 35 23, GSM: 0533 603 20 00
E-mail:
info@sad.org.tr Bu e-posta adresini spambotlara karşı korumak için JavaScript desteğini açmalısınız
Dernek Kütük No:6-177358 / Dernek Türü:9133110201 VD:Seğmenler, No:7810183425
Yollamadaki kayıplardan derneğimiz sorumlu değildir. Yukarıdaki belgeler tam olmadan üyelik işlemleri başlatılmaz.
Başvuru belgelerini tamamlamış ve yasal bir sakınca taşımayan adaylar Yönetim Kurulu kararı ile SAD üyesi olurlar.
Bağış ve yıllık aidatlarınızı SAD banka hesabına yatırabilirsiniz. Kredi kartıyla ödeme kabul edilmemektedir.

Yıllık ödenti : 48 TL ( 2012)
SAD Üye yılık ödenti Hesabı, DenizBank Yıldız şubesi (şube no: 2110)
Hesap no: 2336685-351, IBAN : TR16 0013 4000 0023 3668 5000 01

Üyelik işlemlerinizde bir hata yapmamamız için EFT ve havale dekontlarınızda ödediğiniz aidatın hangi yıllara ait olduğunu mutlaka belirtiniz.
Aidatın zamanında tam olarak ödenmesi rica edilir.
"İlgili yasa gereği ödentileri tamamlanmamış asıl üyeler, her iki yılda bir yapılan Genel Kurulda seçme ve seçilme haklarını kullanamazlar."
Üyelerimizin özverili davranışları derneğimizin en büyük desteğidir. Dernek evimizin sekretarya ve tüm ofis hizmetleri üyelerimizin SAD Altyapı Fonu'na "bağışları" ile yürütülmektedir. Bu fona cömert bağışlarınızı bekliyoruz. Bu fona bağışta bulunmak isteyen üyelerimiz EFT ve havale işlemlerinin açıklama kısmına

"Altyapı bağışı" ifadesini kullanmalarını rica ederiz.
Derneğimize üyelik şimdilik sadece yukarıda belirtildiği gibi gerçekleşmektedir. Online üyelik sistemi geliştirilme aşamasında olup yakında web sitemizden de üye olunabilecektir.

Araştırma Grupları

Akdeniz Foku Araştırma Grubu (AFAG)

Batık Araştırmaları Grubu (BAG)

Dalış Sağlığı Araştırma Grubu (DASAG)

Deniz Memelileri Araştırma Grubu (DEMAG)

Ekolojik Araştırmalar Grubu (EKOG)

Kıyı Alanları Yönetimi Grubu (KAYAG)

Mağara Dalışı ve Araştırmaları Grubu (MADAG)

Sualtı Arkeolojisi Araştırma Grubu (SAAG)

Sualtı Görüntüleme Grubu (SGG)

Sualtı ve Dalış Teknolojileri Grubu (TEKNOG)