29 Mart 2012 Perşembe

Greenwich Mean Time ( GMT) kabulu ve Ahmet Rüstem Efendi ( Alfred Bilinski)


Greenwich Mean Time ( GMT) kabulu ve Ahmet Rüstem Efendi ( Alfred Bilinski)

Bir televizyon kanalında yayınlanan haritacılık hakkında belgeseldeki bir fotoğrafa olan ilgim sonucunda bu yazıyı yazmaya karar verdim. Fotoğraftaki fesli kişi acaba bizden midir?  diye düşünürken, internet arama motorları imdadıma yetişti. Konu ile ilgili anahtar sözcükleri yazar yazmaz belgeselde gördüğüm fotoğraf karşıma çıkıverdi. Fotoğraftaki kişilerden biri “Ahmet Rüstem Efendi” idi. Fotoğraf 21 Ekim 1884 yılında Amerika’nın Washington D.C. kentinde yapılan “Uluslar arası Meridyen Konferansı” katılımcılarını gösteriyordu. Konferansın düzenlenme amacı  “başlangıç meridyeni statüsü” nü belirlemekti. İmparatorluklar arası rekabetin dorukta olduğu bir zamanda imparatorluk temsilcilerinin bir araya gelerek uluslararası bir soruna çözüm aramaları ve bunu anlaşmayla sonuçlandırmaları o dönem için nadir bir örnekti. Paris başta olmak üzere birkaç farklı alternatifin yarıştığı ‘başlangıç meridyeni’ statüsünü, o dönemin uluslararası ticaret devi İngiltere’nin Greenwich Kraliyet Gözlemevi’nin bulunduğu noktadan geçen meridyen kazandı. Greenwich Mean Time yani GMT insanoğlunun hayatına böyle girmişti.

Uluslararası konferansa, ABD Başkanı Chester A. Arthur’un davetlisi olarak dünyanın büyük bölümünü oluşturan 25 ülkeden 41 delege katıldı. ‘Uluslararası Meridyen Konferansı’ adlı resmi toplantının kayıtlarında ‘Turkey’ olarak yazılan Osmanlı İmparatorluğu’nu, Rüstem Efendi temsil etmişti.
Kendini hep ‘cihan’ devleti kabul eden Osmanlı Devleti Washington Konferansı’nda da yerini ilk alanlardan biridir. Osmanlı Devleti, genel olarak uluslararası saate ve bir başlangıç meridyenine itiraz etmedi. Ancak bazı şerhleri vardı. 21 Ekim 1884 günü Rüstem Efendi, toplantı notlarını okuyacak herkesin hayran kalacağı diplomatik ve zarif üslubuyla Osmanlı’nın şerhini kayıtlara özetle şöyle geçirmişti:
"Sayın Başkan, herkesin faydasına olacak bu kadar önemli bir konu olan evrensel saat uygulaması ile ilgili değerli tartışmaları dinledim. Hükümetimin görüşlerini net olarak kaydetmek için bazı hususlara vurgu yapma ihtiyacı duyuyorum. Mevzuyu bilimsel cihetiyle tartışmayacağımı da hususan vurgulamak isterim.’’
Rüstem Efendi büyük ülkeler için evrensel saat uygulamasının gerekli küçük ülkeler için uluslararası ticaret hariç çok da gerekli olmadığını vurguladıktan sonra  şöyle devam etti;
"Bizim ülkemizde biz iki zaman konsepti kullanırız. Biri, günün gece yarısından gece yarısına sürdüğü Frenk saati (heure à lafranque), diğeri ise günün günbatımından(mağrib) günbatımına sürdüğü Türk saati (heure à la turque). Öğle saati güneşe göre mevsime göre değişir. İstanbul’da saatler, bir günde en fazla 3 dakika olmak üzere mevsimine göre farklılıklar sergiler. Milli ve dini karakterimiz, bu saat anlayışımızı tamamen terk etmemize müsaade etmez. Ahalimizin büyük bölümü tarımla iştigal eder ve zamanlarını günbatımına göre ayarlamayı tercih eder. Kaldı ki Müslüman ibadetleri de günü günbatımına göre tanzim eder. Donanmamız her ne kadar Frenk saatine tabi olsa da ülke olarak dahili yaşantımızda kadim saat anlayışımızı terk etmemiz mümkün değildir. Bu minvalde reyimi, ‘uluslararası ilişkilerle sınırlı olmak kaydıyla’ evrensel saatin kabulünden yana kullanacağımı ilan ederim. Sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim.’’


Başlangıç meridyeni olarak Greenwich’in seçilmesinin bilimsel hiçbir sebebi yoktur. Bu seçim tamamen politik ve daha çok da ekonomik nedenlerle yapılmıştır. Zira, 1884 yılı itibarı ile dünya deniz ticaretinin % 72’si, dünyanın o anki süper gücü olan İngiltere’nin Kraliyet Gözlemevini saat olarak baz almaktadır. Birleşik Krallık heyetinde yer alan Fleming, Greenwich’ in dünya saatinin ayarlanacağı nokta olması için bastırınca başlangıçta delegelerden epey direniş görmüştü. Fransa ve Almanya delegeleri bu konunun konferans gündemine alınmasını bile istemiyorlardı. Rüstem Efendi de ‘Greenwich’ merkezli küresel saatin, İngiltere, ABD, Kanada, Rusya gibi endüstriyel ve emperyal güçlere yarayacağını, küçük ülkelerin kendi kültürel ritimlerini ve yaşamlarını düzenleme güçlerini eriteceği tezini birkaç kez kayda geçirmiştir.

Sonunda, Greenwich’in ‘başlangıç meridyeni’ olması, Osmanlı’nın istediği şekilde -bilimsel çalışmalarda kullanılmakla sınırlı olması kaydıyla- 1’e karşı 22 oyla kabul edildi. 25 ülkeden sadece San Domingo red oyu kullanmış, Fransa ve Brezilya çekimser kalmıştı.
Greenwich’in temel saat olmasının, günlük hayata adapte olması on yılları buldu. James Joyce’un o yıllarda yazdığı ‘’Ulysses’’ romanındaki Leopold Bloom’un sürekli saatle sorun yaşaması bundandır.

Greenwich, kısa zamanda ‘küresel sistemin’ sembollerinden birine dönüşünce, 20. yüzyılın başındaki anarşist hareketlerin de hedeflerinden biri oldu. Washington Konferansından 10 yıl sonra 1894 senesine Fransız anarşist Martial Bourdin, Greenwich Gözlemevine bombayla saldırıp kendini havaya uçurdu. Roman yazarı Joseph Conrad’ ın 1907 tarihli ‘The Secret Agent’ romanı bu bombalı saldırıdan ilham aldı. Romanda, bir gizli ajanın, İngiliz orta sınıfını aptal hayat-mesai düzenlerinden uyandırmak için Başlangıç Meridyenine bombalı saldırısı anlatılmaktadır.

Zaman içinde Washington Konferansında katılan 25 ülkeden 24’ü, konferansta her ne kadar ‘bilimsel çalışmalarla sınırlı olmak üzere’ kaydı olsa da GMT’yi evrensel saat düzeni olarak kendi ülkelerinde de kabul ettiler. Son ülke yani Türkiye ise Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanından sonra 1926 yılında, Greenwich’i saat düzeni olarak kabul edip, Greenwich’e göre 30’ncu derecede bulunan meridyeni de Türkiye’nin ulusal dahili saati olarak kabul etti. Gün batımını ‘gece 12’ yani günün son saati kabul eden kadim saat tarih oldu. Greenwich, dünyanın doğasına ait değil ya da bilimsel bir kabule dayanmıyor. İngiltere’nin sözünün geçtiği bir dünyanın ürünüdür.


Kimdir Ahmet Rüstem efendi veya Alfred Bilinski (d. 1862 - ö. 1935, diplomat, siyaset adamı, gazeteci, yazar, Osmanı Devleti’nin ilk Washington Büyükelçisi ve TBMM 1. Dönem milletvekili)

Alfred Rüstem’in babası, Polonyalı bir subaydı. 1854 yılında 33 yaşındayken Osmanlı Devleti hizmetine girdi. Osmanlı ülkesine geldiğinde, Katolik mezhebini yani Hıristiyan dinini bırakarak İslâmiyeti kabul etti ve Sadettin Nihat adını aldı. Dönemin Padişahı tarafından da kendisine Paşalık rütbesi verildi.Midilli Adası’nda görevlendirilen Sadettin Nihat Paşa’nın İngiliz eşinden 1862 yılında bir oğlu oldu. Annesi din değiştirmediği için, yeni doğan çocuğa Alfred Bilinski adı verildi. İyi bir eğitim gören, ana dili Lehçe’nin yanı sıra Türkçe’ den başka Rumca, İngilizce, Fransızca ve İtalyanca öğrenen Alfred Bilinski, 18 yaşını doldurduktan sonra kendi isteğiyle din değiştirip Ahmet Rüstem adını aldı.

Yirmi yaşında o da babası gibi Hariciye'ye, yani günümüzdeki tanımlamayla Dışişleri Bakanlığı’na girdi. 1882 yılında Osmanlı Hariciye Nezareti’nce, Bulgaristan’daki Yüksek Komiserliğe Fransızca Kâtibi olarak atandı. 1886'da büyük bir sıçrama yaparak Amerika'ya Osmanlı Devleti elçiliğine İkinci Kâtip olarak gönderildi. Dürüstlüğü ve vatanseverliği ile İstanbul'da herkesin dikkatini çekmişti. Bir buçuk yıl sonra geri çağrıldı. Ancak 1900 yılında tekrar aynı göreve gönderildi. Bu görev sırasında, elçilikteki kimi görevlilerin dürüst davranmadıklarını fark etti. Bunları bir raporla Osmanlı başkentine bildirdi. Raporlarına bir cevap alamadığını görünce, aynı içerikli bir makale yazıp bunu Londra'da yayımlanan Daily Mail gazetesine gönderdi. Bu makalenin yayınlanması, Osmanlı Hariciye Nezareti (Dışişleri)'nde, özellikle Hariciye Nazırı Tevfik Paşa üzerinde olumsuz etki yaptı. Gazetedeki makale için "Bunu siz mi kaleme aldınız? " diye resmen soruldu. Rüstem Bey "evet" deyince 'devlet sırrını ifşa etmiş adam' muamelesi gördü. Rüstem Bey'e İmparatorluğun Londra Büyükelçisi Kostaki Antopulo Paşa aracılığı ile 12.000 kuruş harcırah gönderildi ve vakit geçirmeden İstanbul'a dönmesi istendi. Rüstem Bey'in makaleyi yazma sebeplerini izah eden mektupları okunmadı bile.

İstanbul’da parasızlık içinde kıvranırken Osmanlı sefirlerinin şatafat içinde har vurup harman savurduklarını, Hariciye'de klikler oluştuğunu ve büyükelçilerin Hariciye'nin parasını zimmetlerine geçirdiklerini, bu davranışların Osmanlı adını kirlettiğini yazıyordu Rüstem Bey. Amerika’dan geri dönen Ahmet Rüstem, İstanbul’a geleceğine, Londra ve Malta Adası’na uğrayıp Mısır’ın İskenderiye şehrine gitti ve burada yayınlanan Jön Türk gazetelerinde gazeteciliğe başladı. İstanbul’a ancak Meşrutiyet’in ikinci kez ilânından sonra döndü.

1909 yılında, Maslahatgüzar olarak tekrar Amerika’ya atandı ama bir yıl sonra geri çağrıldı. 1910 yılında, Paris elçiliğindeki bir yolsuzluğu araştırmakla görevlendirildi. Fransa'daki Osmanlı Büyükelçisi Naum Paşa, soruşturmayı Rüstem Bey'in yapmasını istemişti. Suçlamalar Paris Başkonsolosu Lütfi Bey'le ilgiliydi. Rüstem Bey onun yolsuzluk yanında devletin önemli belgelerini yabancılara vermek dahil bir dizi suçu işlediğini belgeleriyle kanıtladı. 1911 yılında, Elçi olarak Karadağ Çetine’de görevlendirildi.

1912'de patlayan Balkan Savaşı üzerine ülkeye döndü ve 'gönüllü er' olarak orduya katılıp cepheye gitti. Dönüşünde 1914 Mayıs'ında yine ABD'ye, ama bu kez Büyükelçi olarak atandı. Rüstem Bey, 24 Haziran 1914'te Washington' daki Büyükelçilik görevine başladığında, Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'na henüz girmemişti. Alfred Rüstem Bey, Amerika’ya geldiğinde, Demokrat Parti'nin başkan adayı olarak çıkan ve açıkladığı 'milletlere bağımsızlık' prensibiyle dikkat çeken Woodrow Wilson iktidardaydı ve bu durum, ABD'ye göç etmiş olan Ermenileri ümitlendirmişti. Amerikan basınında hemen her gün Türkiye ve Türkler aleyhinde yazı çıkıyor 'soykırım' iddiası vahşi tasvirlerle anlatılıyordu. Ermeniler ve Ermeni yanlısı medya, ABD Başkanı'ndan derhal Türkiye'ye karşı savaş ilan ederek Ermeni milletinin bağımsız devlet kurmasına destek vermesini istiyordu. Wilson bu taleplere başlangıçta fazla prim vermedi. Ancak, Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı başladığında tarafsızlığını ilan etmiş olmasına rağmen, sonradan Almanya'yla ittifak yaparak savaşa girmesi üzerine, başkan, ister istemez Ermeni taleplerine kulak tıkayamaz oldu. Ahmet Rüstem Bey, Amerikan gazetelerinde, “Türkler Ermenileri kesiyor” biçimli yazılar karşısında tepkisiz kalamadı. "Adam sende, bana ne" demedi. Ulusumuzun onurunu kollamak için, diplomatik kariyerini ve yaşamını tehlikeye atmaktan çekinmedi. 8 Eylül 1914 tarihli Evening Star gazetesine bir mektup yollayarak, öteden beri süregelen Türklük ve Müslümanlıkla alay eden ve Müslümanların Hıristiyanları katlettiği yolundaki yayınların birer yalan ve iftira olduğunu, buna özellikle Amerikalıların hiç hakkı olmadığını dile getirdi. Amerikalıların zencileri linç ettiğini, Filipinler’ de işgalci Amerikan askerlerinin yerlileri fıçılara doldurarak yaktıklarını, İngilizlerin ve Fransızların da sömürgelerinde aynı barbarlıkları yaptıklarını yazdı. Özellikle o dönemde Filipinlerde olağan bir ceza yöntemi olarak uygulanan ve ABD gündeminde tartışmalara neden olan "su işkencesi" (water torture) metodları üzerinde durdu. Türkiye'de bunların yaşanmadığı belirtti.

Rüstem Bey, Türklerin Ermenilere katliam yaptıkları iddialarının yalan olduğunu; bu komplonun ABD'yi kendi saflarında savaşa sokmak için, İtilâf devletleri tarafından tezgâhlandığını, açıkladı. Ama Washington yönetimini esas kızdıran onun "Şayet basının kışkırtmasıyla Amerika ve İngiltere, Türkiye'ye karşı düşmanca bir tavır sergiler ve harp gemilerini gönderirlerse, karşılarında Hint Müslümanları başta olmak üzere dünyanın her tarafındaki Müslümanları bulacakları" tehdidinde bulunması oldu.Başka n Wilson önce, Dışişleri Bakanı Bryan’dan beyanatın Rüstem Bey'e ait olup olmadığının sorulmasını istedi. Bakanlık resmi bir yazıyla durumu Ahmet Rüstem Bey’e sordu ve yapacağı yeni bir açıklamayla sözlerini düzeltmesini istedi. Doğal olarak Ahmet Rüstem, “az bile söyledim” manasında bir cevap verdi. Bunun üzerine ABD Başkanı Wilson, onu “istenmeyen adam- ( persona non grata) ” ilân ederek ülkesine gönderilmesine karar verdi. Dışişleri Bakanı Bryan'ın, Rüstem Bey'den tutumunu yumuşatıcı bir açıklama yapması halinde başkanı kararından vazgeçirme girişimi de sonuç vermedi. Hatta Rüstem Bey kendisiyle ilgili resmi yazıyı beklemeden '15 gün içinde Amerika'yı terk edeceğini' iletti. Amerikalıların tavrı Ahmet Rüstem Bey’i o kadar öfkelendirmişti ki, daha fevri bir çıkış yapmaması için İstanbul’daki Osmanlı Hariciye Nezareti, ona baskı yapmak zorunda kaldı. Rüstem Bey, 9 Ekim 1914 tarihinde, Sadrazam Sait Halim Paşa'ya çektiği telgrafla, dönüşünü haber vererek, ABD'den ayrıldı.


Rüstem Bey, İngilizce, Fransızca ve İtalyancayı ana dili kadar vakıf olduğu için, zamanının büyük kısmını İstanbul’dan Avrupa gazetelerine Türkiye lehine yazılar yazarak geçirdi. Adana Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin yönetim kurulunda yer aldı. Mustafa Kemal Paşa ile tanıştıktan sonra onunla birlikte hareket etmek gerektiği kanaatine vararak Anadolu'ya geçti ve Sivas Kongresi'ne katıldı. Sivas Kongresi’nde, Mustafa Kemal Paşa’nın Dış Politika danışmanıydı. Sivas’ta yabancılarla yapılan konuşmalara katılan Rüstem Bey, yine Sivas’ta yapılan Kolordu Komutanları toplantısında bulundu ve alınan kararları imzaladı. Kongrede Mustafa Kemal'le birlikte Heyet-i Temsiliye olarak seçilen beş kişiden biri de oydu. Mustafa Kemal Paşa'yla birlikte Ankara'ya geldi. 20 Mayıs 1920’de, Sultan Vahideddin tarafından onaylanan İrade-i Seniyye’de, adı Mustafa Kemal Paşa ile birlikte, idam edilecekler listesindeydi. İstanbul'da toplanan Osmanlı Meclis-i Mebusanı'na Ankara Milletvekili olarak katıldı. Meclis kapatılınca yeniden aynı sıfatla Ankara'ya dönüp TBMM'de çalışmaya başladı. Sinirli ve asabî mizaçlı olduğu için, zaman zaman Mustafa Kemal Paşa ile anlaşmazlığa düşüyordu. Alıngan mizacı dolayısıyla, 1920 sonlarında Mustafa Kemal Paşa’nın yakın çevresinden koptu. Milletvekilliğinden de istifa ederek Avrupa’ya gitti. Mustafa Kemal Paşa, şahsî birikimi olmadığını iyi bildiği Rüstem Bey’e “vatana hizmet” tertibinden 150 lira maaş bağlattı. Rüstem Bey, bundan sonra, 1935’te Viyana’da vefatına kadar, Türkleri ve Türk Kurtuluş Savaşı’nı Avrupalılara anlatmaya gayret etti. Yazılar yazdı, konuşmalar yaptı. Kısacası gerçek bir Türk milliyetçisi ve vatanseveriydi. Eserleri;
La Guerre Mondiale et la question turco-armenienne (1918)

La Crise Proche-Orientale et la question des Détroits de Constantinople (1922)

La Paix d'Orient et l'accord franco-turc, "L'Orient et Occident" (1922)


Kaynaklar;

http://www.toplumsalbilinc.org/forum/index.php?topic=6196.0, Ahmet Akyol, Erdal Açıkses- Osman Kubilay GÜL 2009 Makale Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, http://tr.wikipedia.org/wiki/Ahmet_R%C3%BCstem_Bilinski, Cemal Demir - Haber 7





24 Mart 2012 Cumartesi

Kısa Mesafe Telsiz Operatörü Belgesi ve Onunla İlgili Sık Sorulan Sorular


Kısa Mesafe Telsiz Operatörü Belgesi ve Onunla İlgili Sık Sorulan Sorular

KMT nedir? Bu belgeyi almak zorunda mıyım?

KMT “kısa mesafe telsiz” kelimelerinin kısaltılmışıdır. Belgenin ülkemizdeki adı, Kısa Mesafe Telsiz Operatörü Yeterlik Belgesi’dir. Uluslararası mevzuatta adı SRC’dir (Short Range Certificate). Teknenizde bir VHF deniz telsiz cihazı varsa, bu cihazı kullanabilmek için KMT sahibi olmanız gerekir.

KMT nasıl alınır?

KMT sınavla alınır. Sınavlar ADF tarafından yapılmaktadır, ayrıntılı bilgiye www.adf.org.tr web sitesinin ana sayfasında bulacağınız SINAVLAR kutusuna tıklayarak ulaşırsınız.

KMT sınavına hazırlık semineri İzmir’de nerede düzenleniyor?

İzmir’de düzenlenen seminere www.lemonsailingschool.com ‘dan ulaşabilirsiniz.

KMT almak için kaç yaşında olmak gerekir?

KMT sınavına girecek adayın 17 yaşını tamamlamış olması gerekir. Aday sınavı başarsa da 18 yaşını tamamlamadan belgesini alamaz.

KMT sınavları ne zaman ve nerede yapılmaktadır?

KMT sınavları yılda 4 kez, Şubat, Mayıs, Ağustos ve Kasım aylarında ADF web sitesinden duyurulan merkezlerde “yazılı olarak” yapılmaktadır. Sınavlar ayrıca yine ADF web sitesinden duyurulan merkezlerde çevrimiçi ve sürekli de yapılmaktadır. Süreklilik, başvuru adedine bağlı olarak ve yukarıda sayılan aylara bağlı kalınmaksızın daha sık aralıkları ifade eder.

KMT hangi teknelerde geçerlidir?

KMT, SOLAS’a (Uluslararası Denizde Can ve Mal Emniyeti Sözleşmesi) tabi olmayan gemiler ile telsiz zabiti bulundurmak zorunluluğunda olmayan gemilerde geçerlidir. Özel tekneler SOLAS’a tabi değildir.

KMT süreli bir belge midir?

KMT 5 yıl süreli bir belgedir. Süre sonunda sınavsız yenilenir.

Süresi geçmiş KMT belgemi yenileyebilir miyim, tekrar sınava girmem gerekir mi?

Süresi geçmiş belgenizi yenileyebilirsiniz. Tekrar sınava girmeniz gerekmez.

Süresi geçmiş “Tahditli Telsiz Telefon Operatörü Yeterlik Belgesi” sahibiyim. İntibak hususunda ne yapabilirim?

Bu belge artık geçerli değildir. Süresi geçmiş “Tahditli Telsiz Telefon Operatörü Yeterlik Belgesi” yerine sınavsız KMT belgesi alabilirsiniz. Aldığınız devlet dairesine   başvurmanız gerekir.

KMT sınavlarının düzenlendiği mevzuatı nereden bulabilirim?

ADF web sitesinden veya T.C. Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı web sitesinden bulabilirsiniz.

KMT ile çalışabilir miyim?

SOLAS’a tabi olmayan ticaret gemilerinde ve yatlarda çalışabilirsiniz, ancak bu belgeyle beraber bir gemiadamı yeterliğine sahip olmanız gerekir.

KMT alırken veya yenilerken nereye ne kadar harç ödenir?

KMT, yasa gereğince harca tabi bir belgedir. Harç tutarı 2012 yılı için 12,15 TL olarak saptan olup, e-devlet uygulaması içinde internetten Vergi Dairesine ödenir. Ödeme şekliyle ilgili bilgi www.adf.org.tr adresli web sitesinde vardır. Harç tutarı her yıl yeniden saptanır.

GMDSS Kapsamı Dışında kalan telsiz istasyonlarında çalışacak operatörlere verilecek yeterlik sınıfları nelerdir?

 a) Kısa Mesafe Telsiz Operatörü (SRC)

 b) Uzun Mesafe Telsiz Operatörü (LRC)

GMDSS Kapsamı Dışında kalan telsiz istasyonlarında çalışacak operatörlere  yeterlik belgeleri nasıl verilir?

GMDSS kapsamı dışında kalan telsiz operatör yeterliği belgeleri İdare tarafından verilir. Bahsi geçen yeterlik belgelerini almak isteyen adayların, 18 yaşını bitirmiş olmak şartıyla T.C. vatandaşı olmaları (yabancı uyruklu olup Türkiye’de ikamet edenler kısa mesafe telsiz operatörü olabilirler), ilkokul veya ilköğretim okulu mezunu olmaları, Uzun Mesafe Telsiz Operatörü yeterliği için bu Yönetmeliğin 27. maddesinin öngördüğü müfredat programını içeren eğitimi idare tarafından uygunluğu onaylanmış bir eğitim kurumunda tamamlamaları ve GMDSS dışı telsiz operatör yeterlikleri için düzenlenecek sınavlarda başarı göstermeleri zorunludur.

GMDSS Kapsamı Dışında kalan telsiz istasyonlarında çalışacak operatörlere  yeterlik belgelerinin nasıl düzenlenir?

(Değişik madde: 26/09/2006 - 26301 S.R.G Yön/3.mad)

Sınav sonuçlarının ilân edilmesinden sonra, sınavlarda başarı gösteren adayların 18 yaşını bitirmiş olmaları kaydıyla aşağıda gösterilen belgeler ile birlikte sınav başvurusunu yaptığı liman başkanlıklarına müracaat etmeleri gerekmektedir.

a) Başvuru dilekçesi,

b) Yeterlik belgesi ücretinin ödendiğine dair makbuz,

c) Sabıka kaydı (Kamu personeli olanlarda aranmaz),

d) Gemiadamları sağlık yoklama belgesinin yeni tarihli onaylanmış sureti,

e) Dört adet vesikalık fotoğraf.

Yeterlik belgesi düzenleme işlemleri, kısa mesafe telsiz operatör yeterlikleri sınavının yapıldığı yerdeki bölge müdürlüğü, diğer telsiz operatör yeterlikleri ile İdare tarafından sınavı yapılan kısa mesafe telsiz operatör yeterlik belgeleri İdarece düzenlenir.

GMDSS Kapsamı Dışında kalan telsiz istasyonlarında çalışacak operatörlere  yeterlik belgelerinin nasıl yenilenir ?

Telsiz operatörü yeterlik belgeleri verildiği tarihten itibaren beş yıl süre ile geçerlidir. Telsiz operatör yeterlik belgelerinin yenilenmesi için aşağıda belirtilen belgelerle birlikte sicil limanına müracaat edilmesi gerekmektedir.

a) Başvuru dilekçesi,

b) İki adet vesikalık fotoğraf,

c) Yeterlik belgesinin aslı veya süresi bitmeyen belge için fotokopisi,

d) Gemiadamları sağlık yoklama belgesinin yeni tarihli onaylanmış sureti,

e) Sabıka kaydı (devlet memuru olanlarda aranmaz),

f) Yeterlik belgesi ücretinin ödendiğine dair makbuz,

g) (Değişik bent: 26/09/2006 - 26301 S.R.G Yön/4.mad) Kısa Mesafe Telsiz Operatör yeterliği dışındaki yeterlik belgesi ile son beş yıl içerisinde bir yıl süre ile konusunda deniz hizmeti yapmış olmak veya İdarede, denizcilik eğitim kurumlarında, denizcilik kamu ya da özel kurum ve kuruluşları ile deniz elektroniği ile ilgili donanım, satış, montaj ve servis veya yalnızca bakım-onarım hizmeti veren işyerlerinde veya idarece uygun görülüp onaylanan denizcilik ile ilgili kuruluşlarda son beş yıl içinde en az iki yıl süre ile konusu ile ilgili bir işte çalışmış olduğunu gösterir belge,

h) Bu maddenin (g) bendinde yer alan hizmet sürelerini tamamlayamayan telsiz operatörleri için GASM tarafından yapılacak uygulama sınavında başarılı olduğunu gösterir belge.

Telsiz Operatör Yeterliği Belgelerini Kaybedenler ne yapmalıdır?

Telsiz operatör yeterliği belgelerini kaybedenlerin, belgenin kayıp edildiğini belirten bir dilekçe ve gazete kayıp ilanı ile birlikte belgenin alındığı liman başkanlığına müracaat etmesi halinde bu Yönetmeliğin 29 uncu maddesi çerçevesinde telsiz operatör yeterlikleri yenilenir.

Yeterlikler geçici olarak nasıl geri alınır ve iptal edilir?

Telsiz operatör yeterliği belgesine sahip olanlardan aşağıda belirtilen fiilleri işleyenlerin yeterlik belgeleri geçici olarak geri alınır veya iptal edilir.

a) Yeterlik belgesinin üç ay süre ile geçici olarak geri alınmasını gerektiren fiiller:

1) Milli ve Uluslararası deniz tehlike, acelelik ve güvenlik haberleşmelerini bir yıl içerisinde iki defa ihlal etmek,

2) Birinci alt bentte belirtilen fiiller dışındaki milli ve uluslararası işletme kurallarını bir yıl içerisinde üç defa ihlal etmek,

3) Sahil istasyonları ile haberleşme yaparken servisten kaldırılmış bir deniz aracının veya başka bir geminin ad veya çağrı işaretini kullanmak,

4) Telsiz operatör yeterliği belgesini başka bir şahsa kullandırmak,

b) Yeterliklerin iptal edilmesi ve belgenin süresiz geri alınmasını gerektiren fiiller:

1) Kamu haklarından ve medeni haklardan kısıtlanmak veya yasaklanmak,

2) Yeterliği geçici olarak geri alınmış olduğu halde bu süre içerisinde belgesiz çalışmaya devam etmek,

3) Yeterliğin bir yıl içerisinde iki defa geçici olarak geri alınması,

4) Bu maddenin (a) bendinin 3 ve 4 numaralı alt bendinde belirtilen hususları iki kez yapmak.

c) Gemiadamları Sağlık Yönergesi hükümleri uyarınca sağlık yeterliğinin, görevlerini faal olarak yapmaya engel olması durumunda, sağlık durumuna göre yeterlik belgeleri geçici olarak alınır veya iptal edilir.

d) (Ek bent: 26/09/2006 - 26301 S.R.G Yön/5.mad) Bu Yönetmeliğin 8 inci maddesinin (c) bendinde sayılan suçlardan hükümlü olup cezasının infazı tamamlandığı tarihten itibaren iki yıl süre geçtikten sonra başvuranlara, bir defaya mahsus olmak üzere bu Yönetmelikte yer alan yeterlik belgesi verilir. Ancak bir kanun hükmü veya mahkeme kararı gereğince, mahkûmiyet ile birlikte meslek ve sanatın icrasının yasaklanması ile hükümlü olanlara 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 53 üncü maddesinin altıncı fıkrasındaki sürelerin sona ermesinden itibaren iki yıl geçmeden yeterlik belgesi verilmez.